Bir Trendden Daha Fazlası: Meme Pazarlaması
Sosyal medyaya sık sık göz atıyorsanız, muhtemelen günde birkaç kez “meme”lerle karşılaşıyorsunuz. İnsan davranışlarını mizahi bir şekilde alaya alan şu altyazılı resimler, gifler hatta videolar var ya; meme dediğimiz kavram tam da bu. Sosyal medyanın karanlık bir yer olduğu doğru olabilir ama aynı zamanda sizi güldürebilir ve başkalarıyla bağlantılı hissetmenizi sağlayabilir. Sosyal medyada dolaşırken sıkça karşılaştığımız bu meme’ler, artık markaların da sıkça başvurduğu bir içerik türü. Bir zamanlar Z jenerasyonu için ayrılan bir trend olarak kabul edilirken, artık markaların kitleleriyle etkileşim kurması için etkili bir yol haline geldi.
Meme’ler yalnızca gülünç içerikler gibi görünebilir – ki öyledir – ancak yatırım getirisi küçümsenmemelidir. Bir reklam kampanyası veya bir televizyon reklamı sizi birkaç yüz ila yüz binlerce lira arasında bir yere götürebilirken, meme pazarlaması ücretsizdir (eğer kendiniz yaparsanız) ve daha fazla etkileşim sağlayabilir.
Yine de meme pazarlamasının doğasında var olan bir tehlike vardır: Tüm pazarlama biçimlerinde olduğu gibi, hata yapmak markanızın kitlenizle bağlantısının zarar görmesine neden olur ve unutmayalım ki sosyal medya platformları, merhamet göstermemesi ile bilinir.
Peki, nedir bu meme pazarlaması?
Meme pazarlaması, marka hikayenizi tanıtmak için meme’lerin kullanılmasıdır. Meme’lerin paylaşılma oranı yüksek olduğundan, kitlenizle bağlantı kurmanın ve etkileşim oranınızı artırmanın eğlenceli ve nispeten az çaba gerektiren bir yoludur. Tek yapmanız gereken halihazırda var olan bir meme’i markanıza uyarlamak ve ‘’Paylaş’’ butonuna basmak. Ayrıca, meme’ler toplulukları bir araya getirmeye yardımcı olur. Kullanıcılar sadece onları beğenmeye ve yorum yapmaya değil, aynı zamanda onları paylaşmaya da eğilimli.
Meme pazarlaması hangi durumlarda kullanılmalı sorusunun cevabını ise şöyle verebiliriz: Markanızı bir insan olarak değerlendirdiğinizde, onu sempatik ve doğal olarak tanımlıyorsanız meme pazarlaması markanız için uygundur. Örneğin bir çikolata markası olarak takipçilerinizde sempati uyandırmak, onlarla arkadaş olmak isteyebilirsiniz. Ancak eğer bir siber güvenlik markasıysanız, önceliğiniz takipçilerinizle arkadaş olmak değil, onlara güven vermek olmalıdır.
Devam etmeden önce, bir uyarı… Meme pazarlaması, büyük ölçüde sektörünüzün ne olduğuna bağlı olduğu için tüm markalar için etkili olmadığını belirtmek gerekir. Markanız pazarda ciddi bir mizaca sahipse, meme’lerden uzak durun.
Meme pazarlamasının ne olduğu, bundan nasıl yararlanabileceğiniz hakkında konuşacak daha çok şey var ama önce bunu doğru yapan markaların örneklerine göz atalım.
1- KAI COLLECTIVE
Kai Collective, ürününü, baskılı bluzunu vurgulamak için bu meme’in kendi versiyonunu yaptı. Metni basitçe eklemek yerine, kıyafetlerini ekleyerek ve onu gerçekten özel bir meme haline getirerek bir adım daha ileri götürdüler.
2- NETFLIX
Netflix’in sosyal medya ekibi, genellikle yukarıda gördüğümüz gibi popüler bir meme’in arkasındaki konsepti alır ve kendi imajıyla yeniden yaratır.
3- TELFAR
Lüks çanta markası Telfar’ın yaptığı meme, kendi kullanımınız için mevcut trendden nasıl yararlanabileceğinizin harika bir örneği.
Başarısız meme pazarlamasının nasıl göründüğü hakkında bir fikir vermek için, paylaş butonunu kırmak yerine kullanıcıların kafalarını kaşımalarına neden olan bir örnek:
Dünyanın en büyük ve popüler fast food markalarından McDonald’s’ın tanıtılmaya ihtiyacı yok. Bu kötü örnekte, McDonald’s yanlış bir şekilde meme kullandı ve 200 bin takipçinin önünde kendini oldukça utandırdı. ‘’Barber: Say no more fam’’ meme’leri, garip veya kötü saç kesimleriyle ilgili mizah yapmak için kullanılan bir trenddi ve bu meme’lerin orjinal formatında, bu garip saç kesimlerinin görselleri kullanıldı. Ancak McDonald’s saç kesimiyle alakası olmayan bir görsel kullandığından takipçilerinin kafasını bir hayli karıştırdı. Günün sonunda ise takipçilerinden gelen negatif yorum yağmuruna yakalandı.
Meme Pazarlama İpuçları
Markanıza özgün hissettiren meme’ler kullanın.
Herhangi bir pazarlama stratejisinde olduğu gibi, meme’inizin markanıza özgün hissettirdiğinden emin olmalısınız. Mesele şu ki, her viral meme markanız için uygun olmayacaktır. Hangi meme’leri kullandığınız konusunda seçici olun.
Saldırgan olmayın.
Meme’inizin rahatsız edici olmadığından emin olun. Markalar, meme trendine katıldıklarında, sonuçları düşünmeden kendilerini zor duruma sokabilirler.
Trende katılmadan önce sormanız gereken birkaç soru var. Meme:
- Belirli bir grup veya toplulukla dalga mı geçiyor?
- Hakaret, karalama veya suçlama içeren sözler içeriyor mu?
- Müstehcen görüntü veya dil kullanımı içeriyor mu?
Bu sorulardan herhangi birine “evet” yanıtı verirseniz, kullanımını yeniden gözden geçirmek isteyebilirsiniz.
Resmi olmayan meme kurallarına uyun.
Yanlış yapılan bir meme’den daha kötü bir şey yoktur. Ebeveynlerin yanlış bağlamda gençlik argosu kullanması gibi ürkütücü bir durumdur. Akılda tutulması gereken yönergeler şunlardır:
- Kısa ve net tutun.
- Okunması kolay, büyük metin kullanın.
- Özelleştirdikten sonra meme’inizin hala tanınabilir olduğundan emin olun.
- Kullanıcıların kafasını karıştırabilecek şekilde meme’in anlamını değiştirmeye çalışmayın.
- Meme’inize CTA’ları dahil etmekten kaçının.
Zamanlamasına dikkat edin.
Bazı meme’ler yıllardır sosyal medyada dolaşırken, diğerleri kısa sürede hem akıllardan hem sosyal medyadan uçup gidiyor. Mevcut bir meme kullanıyorsanız, hala moda olduğundan emin olun.
Özetle, meme’ler sadece Z kuşağı veya sıkılmış ofis çalışanları için değildir. Birkaç altın kurala uyduğunuz sürece, pazarlama stratejinizin ayrılmaz bir parçası olabilirler. Markanızın erişimini ve etkisini artırırken, takipçilerinizle duygusal bağ kurarak kendinizi sevdirmek için meme pazarlamasını avantajınıza kullanın.
Ben Elif Hızal, 2020 Kasım’dan beri dijital pazarlama dünyasında ben de varım. Kendimin en iyi versiyonunu bulmaya çalışıyorum, böylece ürettiklerimle sektörde fark yaratabileceğime inanıyorum.