Content is King?
İlk kez 1996 yılında Bill Gates tarafından telaffuz edilen “content is king” sözü döneminde bir “i have a dream” etkisi yaratmış mıdır bilinmez, fakat yaratmışsa bile internet ve sosyal medyanın önüne geçilemez gelişimiyle birlikte o rüyanın adeta bir kabusa dönüştüğünü söylemek pek de yanlış olmayacaktır. Keza kendi başına içeriğin krallığı çoktan yıkılmış ve “original content is king” dönemi başlamıştır. Peki bu ne demektir?
İnternet ortamını bir tabula rasa (boş bir levha) olarak düşündüğümüzde elbette üretilecek olan herhangi bir içerik, bu boş levhanın üzerinde kendine bir yer belirleyip, orada krallığını ilan edebilirdi –ki etti de. Fakat Gates’in sözünden bu yana levha öylesine dolmaya başladı ve levhanın neredeyse her noktasında kendi krallığını ilan eden o kadar çok içerik belirdi ki, artık hanginsin gerçekten bir kral olduğunun ayrımını yapamaz olduk.
Foucault’nun “herkesin birbirine benzediği yerde, hiç kimse yok demektir” sözünü kendimize referans alırsak biz de diyebiliriz ki; “herkesin kral olduğu yerde, hiç kral yok demektir.” Kısaca internetin kullanım alanının büyümesiyle birlikte gelen bilgi kirliliği, “içerik üretmek” adına yapılan copy-paste’ler ve doğru kaynaktan bilgi edinilmeden yapılan analizler ile content’in krallığı yerini original content’in krallığına bırakmıştır diyebiliriz.
Dolayısıyla artık tüketiciyi ancak ve ancak iyi, güvenilir ve özgün içerik cezp etmektedir. Çünkü günümüzde herkes internet kullanıcısı ve bu bağlamda da herkes tüketicidir. Bizler, tüketiciliği salt ürün satın almak ile sınırlandırmamalıyız. Üretilen her şey tüketilebilir mantığından hareketle üretilen bir içeriğin de tıpkı bir besin ürünü gibi kişiler tarafından tüketildiğini düşünüyor ve “besin değeri yüksek” içerikler üreterek tüketiciye maksimum verim sunulması gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü tüketici, internette karşılaştığı bir metnin ya da herhangi bir içeriğin tümünü incelemeden bile artık onun orijinal olup olmadığını anlıyor ve sitenize ya da firmanıza bu oranda güveniyor ya da güveni sarsılıyor.
Bu noktadan hareketle de şunu söyleyebiliriz; yeni krallık, orijinal ve benzersiz içerik üretiminin krallığıdır; “üretmek için üretmek” şeklinde üretilen içeriklerin değil.